Trump’ın Suriye’den ABD askerlerini çekeceği iddiası

ABD Başkanı Donald Trump’ın Suriye’den 1000’lerce Amerikan askerini geri çekmek istediğine dair iddialar, İsrail medyasını ve uluslararası toplumu endişelendiriyor. Beyaz Saray yetkililerinin İsrailli mevkidaşlarına ilettiği mesaj, bölgedeki askeri durumu daha da karmaşık hale getiriyor.

İsrail ordusu, Suriye’deki Beşşar Esad rejiminin çöküşünden sonra Golan Tepeleri’ndeki işgalini genişletti ve Hermon Dağı’nın Suriye tarafındaki “geçici” askeri karakolları güçlendirdi. Bu adım, bölgede tansiyonu yükseltirken, uluslararası ilişkilerde de yeni bir gerilime yol açıyor.

İsrail ordusu, Golan Tepeleri’ndeki Suriye topraklarını işgalini tahkim ediyor

Suriye’de yaşanan belirsizlikler ve çatışmalar, İsrail’i tedirgin ediyor. Beşşar Esad rejiminin zayıflamasıyla birlikte, İsrail ordusu Golan Tepeleri’ndeki işgalini genişletti. Hermon Dağı’nda inşa edilen askeri karakollar, sert kış koşullarında İsrail birliklerine barınma imkanı sağlıyor.

İsrail Savunma Bakanı Yisrael Katz, askerlere Hermon Dağı’nda kış aylarında da kalınması talimatını vererek, bölgedeki güvenliği sağlamaya odaklanıyor. Ancak bu adımlar, bölgedeki tansiyonu artırarak uluslararası toplumu endişelendiriyor.

Beyaz Saray: Trump’ın istediği herkesi görevden alma yetkisi var

ABD Başkanı Donald Trump’ın göreve başladığı günden itibaren farklı federal kurumlardaki birçok kişiyi görevden alması, tartışmaları da beraberinde getiriyor. Beyaz Saray Sözcüsü Leavitt, Trump’ın istediği kişileri görevden alma yetkisinin yasal olduğunu belirtirken, bu durumun yürütme organının başkanına ait bir yetki olduğunu vurguluyor.

Leavitt, Trump’ın istemediği bir kişiyle çalışmayacağını ve bu konuda kararlı olduğunu ifade ediyor. Ancak Kongre’deki Demokratlar, Trump’ın görevden aldığı isimler arasında kendi aleyhlerindeki soruşturmaları yürüten isimlerin olmasını eleştiriyor ve bu durumu endişeyle izliyor.

Sonuç olarak, Trump’ın Suriye politikaları ve İsrail’deki askeri varlığı, bölgede yeni gerginliklere yol açabilir. Uluslararası ilişkilerdeki bu belirsizlikler, bölgedeki istikrarsızlığı artırabilir ve çözüm arayışlarını daha da karmaşık hale getirebilir. Bu nedenle, bölgedeki taraflar arasındaki diyaloğun önemi daha da artıyor.