Pirinççi Köyü: Doğal Yaşamın Son Sığınaklarından Birisi

İstanbul’un Eyüpsultan İlçesi’ne bağlı Pirinççi Köyü, şehir merkezine oldukça yakın bir konumda bulunuyor. Osmanlı arşivlerinde 650 yıl öncesine kadar uzanan köy, doğası, yeşili ve temiz havasıyla göz kamaştırıyor. 150 hanelik köyde yaklaşık 600 kişi yaşıyor ve köy kahvehanesinde keyifli sohbetler dönüyor.

Köy Hayatının Özünden: Gürkan Drama ve Selanik Göçmenleri

Gürkan Drama, köydeki yaşamın en büyük destekçilerinden biri olarak köy hayatının güzelliklerini anlatıyor. İstanbul’un göbeğinde çiftçilikle uğraşan Drama, köydeki mutluluğunun kaynağını açıklıyor. İstanbul’a sadece 15 dakika uzaklıkta olmalarına rağmen, köy hayatına olan sevgisi her şeyden üstün geliyor.

Mandacılığın Yükselişi ve Düşüşü: Reşit Onar’ın Bakış Açısı

Reşit Onar, köyde mandacılık yapan bir isim olarak sektördeki değişimleri ve zorlukları dile getiriyor. Yeni neslin mandacılığa ilgisinin azalması ve büyük işletmelere geçiş süreci üzerinde duran Onar, köydeki geleneksel yaşamın korunması gerektiğini vurguluyor.

Devletin Koruma Altına Alması Gereken Bir Hazine: Nihat Çağlak’ın Çağrısı

Nihat Çağlak, köyün tarihi ve kültürel değerlerinin korunması için devletten destek talep ediyor. İstanbul’un tek Türk köyü olarak nitelendirilen Pirinççi Köyü’nün, 650 yıllık geçmişiyle özel bir yere sahip olduğunu belirten Çağlak, köyün gelecek nesillere aktarılması için altyapı çalışmalarının yapılması gerektiğini vurguluyor.

Bu samimi köy halkının sesi, Pirinççi Köyü’nün korunması ve yaşatılması için verilen mücadeleyi yansıtıyor. Doğal yaşamın bu son sığınaklarının, modernleşme ve şehirleşme baskısı altında olduğu gerçeği, her birinin hikayesinde kendini gösteriyor. Gözlerini köylerine ve geçmişlerine diken bu insanlar, gelecek nesillere temiz bir doğa ve geleneksel yaşamın miras bırakılmasını umut ediyorlar. 👨‍🌾