Eyüpsultan’da 1 Mart 2024 tarihinde Timur Cihantimur’un çarparak ölümüne neden olduğu Oğuz Murat Aci, hakkında yürütülen soruşturma hala devam ediyor. Soruşturmada Aci’nin dosyada müşteki olarak bulunan eşi Şükriye Aci ve kazada yaralanan 4 müşteki, maddi ve manevi zararlarının giderildiğini gerekçe göstererek şikayetlerinden vazgeçtiğine dair dilek sundu. Baba Özer Aci’nin takibi de sürüyor ve 4 şüpheli hakkındaki şikayetinden vazgeçen gelini Şükriye Aci’ye tepkilerini dile getirdi.
Şükriye Aci’nin şikayetinden vazgeçeceğini tahmin ettiğini söyleyen Özer Aci, gelininin kazadan sonra anne-babasının yanında kalmaya başladığını ifade etti. Aci, gelininin para alacağını da tahmin ettiğini belirterek, “Bana göre yanlış olan, kendine göre doğru olabilir ama gizli yaptığı için yanlıştır. O torunun büyükbabası olarak benim de ‘Kaç para aldı, ne yaptı, az mı aldı, çok mu aldı?’ bilme hakkım vardı. Bunca zaman ben mücadele ediyorum.” dedi. Aci, kamuoyunu oluşturduğunu belirterek şunları ifade etti: “Ben yoruluyorum. 30 yıllık evladını kaybeden benim. 3 yıllık eşini kaybeden Şükriye Aci, oğlumun kanını bir bedel karşılığında sattı. Maddi, manevi haklarından vazgeçmiş. Yarın öbür gün o çocuğuna maneviyatı nasıl anlatacak, o çocuk hesap sormayacak mı?”
Aci, daha önce Bülent Cihantimur ile görüşmeye gideceğinde gelinine, “Bunlar para teklif ediyorlar, düşüncen nedir?” diye sorduğunu ve gelininin de “Rızkı onlar değil Allah verir.” dediğini aktararak, Şükriye Aci’nin avukatları tarafından kandırıldığını savundu. Ailenin kendisine bir teklifte bulunmadığını, ne istediği sorulduğunda Bülent Cihantimur’a, çocuğunu ve eski eşini Amerika’dan getirterek adalete teslim etmesini söylediğini anlattı. Özer Aci, “Bugüne kadar ‘Ben senin isteğini yerine getiremedim. Bir acılı baba olarak empati kurdum, üzüntünü paylaşıyorum.’ diyemedi. Parayla çözmeye çalışıyor.” ifadesini kullandı. Aci, ilahi adaletin bir gün mutlaka tecelli edeceğine inandığını vurgulayarak, “Ben hiçbir zaman davamdan vazgeçmedim ve vazgeçmeyeceğim. Bana İstanbul’u verseler ne diyeyim? Oğlum mezardan çıkıp geri gelecek mi?” dedi.
Şükriye Aci’nin avukatı Ahmet Aslan, 4 şüpheli hakkındaki şikayetinden vazgeçmesinin ardından yazılı açıklama yaptı. Müvekkilinin, kaza sonrası oğluyla annesinin evine taşındığını ve çalışmaya başladığını aktaran Aslan, şunları kaydetti: “1 yaşındaki çocuğuyla olayın en büyük mağduru olan Şükriye Aci, kazadan sonra kendisinin ve çocuğunun hakları, duygu ve düşünceleri dikkate alınmaksızın tazminat pazarlıkları yapıldığını somut delilleriyle öğrenmiş, şahsının ve oğlunun haklarını korumak üzere kendi başına hukuki mücadele verme yolunu tercih etmiştir.” Müvekkilin bu olayları öğrenmesine vesile olan somut deliller, hakkındaki asılsız ve incitici iddiaların sürdürülmesi halinde kamuoyunun ve resmi makamların takdirine sunulacaktır. Kazaya dair ceza soruşturmalarının sürdüğü ve kazada yaralanan kişiler ile Şükriye Aci tarafından maddi ve manevi tazminat davası açma hazırlığı yapıldığı esnada, yurt dışında tutuklu olduğu bilinen suça sürüklenen çocuğun ailesi tarafından kazadan kaynaklı zararları giderme girişiminde bulunulması üzerine, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35/A maddesi hükmü çerçevesinde yürütülen müzakereler neticesinde uzlaşmaya varılmış, mağdurların maddi ve manevi tazminata ilişkin talepleri karşılanmıştır. Şükriye Aci ve kazada yaralanan 4 kişinin, avukatları aracılığıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına dilekçe sunarak şikayetlerinden vazgeçtiklerini belirten Aslan, soruşturmaya konu suçların takibinin şikayete bağlı olmadığını, adli sürecin devam edeceğini kaydetti.