FETÖ’nün İngiltere’deki Şirketleri ve Bağlantıları: Firari Hainlerin Girişimcilik Oyunu
FETÖ’nün Avrupa yapılanmasının temelini oluşturan ülkelerden biri olan İngiltere, örgüte kucak açtı. Firari örgüt yöneticileri, mahrem imamlar ve ailelerinin oturum ve vatandaşlık alabilmesi için örgütün maddi finansmanıyla şirketler açtı. Ancak bu sadece bir başlangıçtı. Firari hainler, şirketlerin çoğunu aynı ev adresi üzerinde göstererek örgütün yıllarca topladığı paraları şirketlerinde işletti.
Londra’ya firar eden FETÖ’cüler, İngiltere’nin “girişimcilik” üzerinden oturum ve sonrasında da vatandaşlık alabilmesini fırsata çevirdi. Örgüt üyeleri, 200 bin sterlin değerinde “girişimci” ya da 2 milyon sterlin değerinde yatırım yaparak “yatırımcı vizeleri” ile 45 günde oturum hakkı elde edebiliyor. 6 yılın sonunda yatırım yapmaları halinde İngiltere vatandaşı olma hakkına sahip olabiliyorlar.
15 Temmuz hain darbe girişiminden önce kaçan örgüt yöneticileri arasında Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın eski başkanı Mustafa Yeşil, Koza Altın’ın eski patronu Akın İpek, örgütün Kuzey Irak imamı Talip Büyük, FETÖ’nün gizli kasası Mustafa Özcan ve diğer önemli isimler de bulunuyor.
FETÖ’nün şirket açmak için kullandığı adreslerin başında 244 Chase Road, London, England, N14 6HH ve Suite 1, 596 Green Lanes, Palmers Green, London, United Kingdom, N135RY geliyor. Bu adreslerde örgüt üyelerinin birçok şirketi bulunuyor. Özellikle Mustafa Yeşil, Ahmet Beyaz, Tarık Toros, Özcan Keleş gibi isimlerin şirketleri bu adreslerde kayıtlı.
FETÖ’nün yıllarca topladığı “himmet” adı altındaki paraların örgütün para kasası olarak kullanıldığı da ortaya çıktı. İsmet Aksoy, Mustafa Yeşil, Mustafa Özcan, Talip Büyük, Ahmet Beyaz, Ali Çelik, Şerif Ali Tekalan gibi isimlerin Londra’daki şirketlerinde örgütün mali kaynaklarının işlendiği belirlendi.
Bu oyunun sadece bir kısmını gözler önüne serdiğimiz makalemizde, FETÖ’nün İngiltere’deki şirketleri ve bağlantılarına dair detayları inceledik. Firari hainlerin girişimcilik üzerinden yaptığı bu plan, örgütün uluslararası boyuttaki tehlikeli yapılanmasını gözler önüne seriyor. Gerçek yüzleriyle ortaya çıkan bu örgüt üyeleri, İngiltere’de karanlık işlere bulaşmış durumda. Bu bilgiler ışığında, uluslararası alanda terör örgütleriyle mücadelede daha dikkatli ve kararlı bir tutum benimsenmesi gerektiği açık bir şekilde ortaya çıkıyor.
