5 yaşındaki bir çocuğun antik kentlerde eski oyunları keşfetmesi, tarih ve kültürle olan bağını derinleştirerek oyunları günümüze taşıyan bir hikayeyi ortaya koyuyor. Göksel adındaki bu genç araştırmacı, çocukluğundan beri tarihi yerlere olan merakıyla antik kentleri gezerken, o dönemlerde çocukların hangi oyunları oynadıklarını merak etmeye başlıyor. Bu merak, seyahat ve turizm işletmeciliği bölümünde eğitim almasına ve sonrasında antik kentlerde eski oyunların izlerini sürmesine yol açıyor.
Antik kentlerde gezmeye devam eden Göksel, özellikle müze envanterlerinde kayıtlı olan ve bazıları kalıntı halinde sergilenen antik dönemin oyuncaklarını araştırarak, bu oyunlara dair izleri tarihi yapıların detaylarında aramaya başlıyor. Bu merak ve araştırma süreci, “Oyun Atlası” adını verdiği bir projeyle taçlanıyor ve 2023 yılında Sabancı Vakfı tarafından Fark Yaratan seçiliyor.
Göksel, yaptığı araştırmalar ve saha çalışmaları sonucunda 5 bin yıllık geçmişe sahip bazı oyunları keşfediyor. Bu oyunları, pamuk ve dokuma kumaşlar üzerinde yeniden tasarlayarak günümüze uyarlıyor ve hem çocukları hem de yetişkinleri geçmişe yolculuğa çıkarıyor. Atölye etkinliklerinde eski oyunları ve antik rotaları paylaşarak, kültürel mirasın yaşatılmasına katkı sağlıyor.
Hayalinden Gerçeğe: Oyun Atlası
Oyun Atlası Girişimi’nin kurucusu Gökçen Göksel, antik kentlerin kendisini nasıl büyülediğini anlatıyor. Çocukluğunda antik şehre yaptığı gezilerin kendisinde nasıl bir etki yarattığını aktaran Göksel, bu merakın peşinden giderek seyahat ve turizm işletmeciliği eğitimi aldığını ve antik dönemde oyunların sadece çocuklar değil yetişkinler tarafından da oynandığını öğrenerek antik kentleri gezme kararı aldığını belirtiyor.
Genç araştırmacı, antik kentlerde geniş bir oyun kültürü olduğunu fark edip, bu fikri projeye dönüştürdüğünü ve araştırmalarını uzmanlarla genişleterek antik dönem oyunlarının izlerini sürdüğünü ifade ediyor. Göksel, antik kentlerde oyunlara dair bilgileri topladığını ve bu oyunların genellikle tapınak girişlerinde, sütunlu yollarda veya büyük şehir kapılarının önünde bulunduğunu belirtiyor.
Kültürel Mirasın Canlandırılması: Geçmişten Günümüze Oyunlar
Gökçen Göksel, antik kentlerde gün yüzüne çıkarılan oyunların günümüze değişerek geldiğini ve bugün bile oynanan oyunlar arasında “Dokuz Taş”, “Mangala”, “Tavla”, “Peçiç” gibi oyunların bulunduğunu vurguluyor. Göksel, bu oyunların tarihi ve nasıl oynandıklarına dair bilgiler vererek, antik kentlerde bu oyunların izlerini günümüze taşımanın önemine dikkat çekiyor.
Genç araştırmacı, çocukları ve gençleri kültürel mirasla buluşturmayı amaçladıklarını belirterek, antik kentlerde gerçekleştirdikleri atölye etkinlikleri ile bu mirası yaşatmanın ve gelecek nesillere aktarmanın önemine vurgu yapıyor. Göksel, antik kentlerdeki oyunların gün yüzüne çıkarılmasının ve kültürel mirasın canlandırılmasının gençlerin ve çocukların kültürleriyle bağ kurmalarına yardımcı olduğunu belirtiyor.
Gökçen Göksel, Urartulara ait envanterde yer alan ve büyüleyici şekillerden oluşan ‘Ur’ adındaki oyunun izini sürdüğünü ve antik kentlerdeki oyunların tarihi boyutunu günümüze taşımanın önemine değiniyor. Oyun Atlası projesi, tarihi ve kültürel mirasın canlandırılmasına önemli bir katkı sağlarken, gelecek nesillere bu mirası aktarmak adına da bir köprü görevi görüyor.