Küçükçekmece’de çiçekçi dükkanı işleten Mehmet Ali Yıldız’ın yaşadığı dolandırıcılık olayı, son günlerde gündemden düşmüyor. 11 Aralık’ta, kendisini Aziz Yıldırım’ın yeğeni ve iş ortağı olarak tanıtan T.Y., nişan töreni için 86 adet çelenk siparişi verdi. Ancak, T.Y.’nin nişanı için gönderilen çiçeklerin toplam değeri 312 bin lirayı buluyor. İşletmeci Yıldız’ın anlatımına göre, siparişler zamanında teslim edildi, ancak ödeme yapılmadı ve süreç ilerledikçe tehditler başladı.

Çiçekçi Yıldız’ın Gözünden Olay

Mehmet Ali Yıldız, müşterisinin nişan organizasyonu için çelenk siparişi verdiğini belirtiyor. Ancak, ödeme konusunda sürekli ertelemeler yaşandığını ve sonunda ödemenin yapılmadığını ifade ediyor. Yıldız, yaşadığı mağduriyeti ve dolandırıcının kendisine karşı kullandığı tehditler hakkında detaylı olarak konuşuyor. “Toplam 86 adet çelenk maliyeti 312 bin lira gibi bir rakam var. Kendi nişanı için istedi, ünlü bir iş adamı olduğunu söyledi. İş ortaklarının ünlü iş adamları olduğunu söyleyerek bunu kullandı. Zaten giden çelenklerin hepsi de ünlü işadamlarının isimleri var, siyasi partiler var” diyerek yaşadığı durumu özetliyor.

T.Y.’nin İddiaları ve Tepkiler

Diğer taraftan, dolandırıcılık suçlamalarıyla karşı karşıya kalan T.Y.’nin nişanlısı, Serpil Yıldız’a ulaşmaya çalıştı. Ancak, Yıldız’a göre, nişanlısı tarafından engellenerek yardımcı olunmadığını belirtiyor. Serpil Yıldız, “Kendisini bize Aziz Yıldırım’ın yeğeni, aynı zamanda iş ortağı olarak tanıttı. Bunların hepsinin ses kayıtları ve WhatsApp konuşmaları bizde mevcut. Bunların hepsini mahkemeye sunacağız. Nişanlısına ulaştım önce şaşırdı ama ben onun işin içinde olduğunu düşünüyorum açıkçası. Engellendim, çok yardımcı olmadı. Hem mağdur edildim hem de benden şikayetçi olup beni tutuklattıracağını söyledi” şeklinde yaşadığı deneyimi paylaşıyor.

Yıldız, yaşadığı mağduriyetin tedarikçilere de yansıdığını belirtirken, hala ödeme beklediklerini ifade ediyor. “Biz çelenkleri gönderdik orada kendisini de gördük. Nişan organizasyonu vardı. Ankara’dan güvenlik korumaları falan da gelmişti, onlara da daha sonra ulaştık, onların da ücretleri verilmemiş. Avukat şikayet dilekçelerini yolladı, itiraz ettiler kesilen faturalara. Sonra bizi arayıp tehdit etmeye başladılar. Evden aldırmalar, ‘biz devletiz’ demeler. 21 Aralık’ta nişan organizasyonu vardı. Kendisi de bize 11 Aralık’ta ulaştı. Parça parça liste geldi. 1-2 hafta hem psikolojik olarak hem ürün konusunda tedarik ettiğimiz yerlere karşı sıkıntılar yaşadık. Çalıştık elimizden geldiğince, karşı tarafları mahcup etmemeye çalıştık. Ödeyebildiğimiz kadar ödedik. Bütün zarar şu an bizde. Hala ödeme bekliyoruz. Kendisiyle herhangi bir işlem yapmadı. İcra takibi başlatacağını söyledi. Avukatımız ihbarname gönderdi faturaya itiraz edilmiş. Alabiliyorsanız gelin alın şirketten, biz itiraz ettik demişler. Öyle bir haber geldi bize. Zararımızın karşılanmasını bekliyoruz. Toplantıda olduğunu söylüyordu, araçta olduğunu, meşgul olduğunu, daha sonra arayacağını söylüyordu. Hep böyle ertelemeler vardı. NATO Genel Sekreteri ile şu anda toplantıdayız gibi cümleler kullandı. Hep ünlü iş adamlarını kullandı. Aziz Yıldırım ile birlikteyim gibi. Büyük ihtimalle milleti bu şekilde dolandırıyor. Kendini karşı tarafa büyük biri olarak göstermek istiyor. Ünlü biri olarak göstermek istiyor, ama maalesef dolandırıcı” şeklinde yaşadığı zorlukları anlatıyor.

Bu olay, sadece maddi kayıplara neden olmakla kalmayıp, taraflar arasında güven sorunlarına da yol açmış gibi görünüyor. Dolandırıcılık vakalarının artmasıyla birlikte, işletmelerin dikkatli ve özenli olması gerektiği bir kez daha hatırlatılıyor.