Türkiye’nin Bölgesel Liderliği Ve Rolü Açısından Değerlendirme

Bugün bütün dünya, Suriye’deki Beşar Esad rejiminin hızlı düşmesini ve bölgenin güvenliği açısından getireceği sonuçları tartışmaya devam ediyor. Esad rejiminin ani çöküşü, Rusya ile müttefiklerinin zayıflığını net bir şekilde ortaya koymaktadır. Rusya Federasyonu’nun yenilmez olduğu mitine indirilen bir darbedir. Moskova’nın hiç bir zaman sözünde durmayıp “dostlarını” her zaman hâline bıraktığının bir kanıtıdır. Üstelik bu, kendi halklarının hürriyet ve haklarını hiçe sayan politik rejimlerin eninde sonunda düşürüleceğinin bir kanıtıdır. Ortadoğu bölgesinde barış ve istikrar, bu arada Ukrayna için de öncelik kazanmaktadır. Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenski’nin net bir şekilde belirttiği üzere Ukrayna, gıda krizinin önlenmesi konusunda Suriye’ye yardım etmeye hazır.

Suriye’deki Durum ve Rusya’nın Etkisi

Devam eden savaş şartlarında bile, insani felaket ve masum insanların cefa çekmelerini önlemek için elimizden geleni yapmaya hazırız. Aynı zamanda şunu da kabul etmek zorundayız: Suriye’deki durumun tam stabilizasyonu ve huzurlu hayata dönmesi, zor ve uzun bir süreçtir. Eminim ki, bunun garantileri arasında Türkiye’nin yapıcı tutumu da vardır. Bunu Esad rejiminin çökmesini takip eden günlerdeki Türkiye’ye gelen uluslararası heyetlerin sayısı da ispat etmektedir. Bu, Ankara’nın elindeki nüfuz ve imkânların, bölgesel lider statüsünün tanınması anlamına gelir. Suriye’de Rusya’dan geriye kalan nedir? Çökmüş ekonomi, insani felaket, genel perişanlık ve yoksulluk, hiç bir geleceği olmayan hayat. Bütün bunlar, işgalcinin her zaman bıraktığı miras.

Rusya’nın Ukrayna ve Suriye’ye Etkisi

Bütün bunları Ukrayna’da, geçici olarak işgal altında bulunan topraklarda da görüyoruz. Bu arada Rus ordusu, Suriye’de yine savaş kanun ve kurallarını bütünüyle hiçe saymıştır. Bunlar için savaş suçları çoktan alışılagelmiş bir şey oldu. Nerede işlenirse işlensin: Halep ya da Mariupol, İdlib ya da Luhansk’ta. Bütün Rus askerlerinin Suriye topraklarından çekilmesi, bu ülkenin sivil ahalisine çektirdikleri eziyet, yaptıkları katliam ve tahribatların adil sonucu olmalı.

Türkiye’nin Montrö Sözleşmesine Uyum ve Bölgesel İstikrar

Bu bağlamda Türkiye’nin, Montrö Sözleşmesine uyma konusundaki net tutumunu bir kez daha takdir ediyoruz. Sözleşme hükümlerinin, Ukrayna’ya karşı yapılan tam ölçekli Rus saldırısının başlangıcından beri uygulanması, Karadeniz bölgesindeki istikrarın garantisidir. Suriye’de bozguna uğrayan Rusya’nın Ukrayna’ya yaptığı baskıyı önemli derecede artıracağı bellidir. Amacı, bir güç gösterisine kalkıp dünyayı Moskova’nın hala tehlikeli olduğunu ispata çalışmaktır. Gerçekten, sırf geçen hafta içerisinde Rusya Federasyonu, Ukrayna’ya karşı 550 güdümlü bomba, 550 İHA, 20 füze kullandı. Sonuç olarak yine sivil Ukraynalılar öldü, Herson’da bir kanser hastanesi hasar gördü, Harkiv ve Zaporijya’da konut binaları yıkıldı, Kiev merkezindeki binalar hasar gördü. Rusya tarafından Kuzey Kore askerlerinin kullanılması, Kremlin’in zaafını bir kez daha kanıtlamaktadır. “Dünyanın ikinci ordusu” kendi zayiatını, Kuzey Koreli askerleri ateşe atmakla tazmin etmeye çalışıyor.